-“İKTİDAR GÜCÜYLE HALKIN DOĞRU BİLGİLENMESİ ENGELLENİRKEN, HALK KARAR VERSİN DEMEK, SORUMLU BİR DAVRANIŞ OLAMAZ”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Anayasa değişiklikleriyle Türkiye’nin büyük bir kırılma yaşayacağını ve milletvekillerinin omuzlarında büyük bir sorumluluk bulunduğunu belirterek, “Milletvekilleri oylarıyla tarihteki yerlerini belirleyecek. Çünkü öyle bir noktadayız. Yanlışa yanlış deme sorumluluğu öncelikle milletvekillerinindir” dedi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Anayasa görüşmelerinin ikinci turuyla ilgili yaptığı açıklamada, tüm milletvekillerinin ağır bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu belirtti. Yürütme, yasama ve yargı konusunda partili cumhurbaşkanına geniş yetkiler verildiğini, denetimin de neredeyse imkansız hale getirildiğine dikkat çeken Budak, “Bu kadar geniş yetkinin bir kişide toplanması, güçler ayrılığının sonunu getirecektir. Güçler ayrılığının olmadığı yerde de hukuk ve demokrasinin var olamayacağı açıktır. Türkiye bir kırılmanın eşiğindedir. Egemenliği saraydan alıp millete veren Türkiye Cumhuriyeti’nden, egemenliğin tekrar saraya verileceği bir düzene geçilecektir. Tüm bunlar ortadayken, böylesine bir rejim değişikliğiyle ilgili karar verirken, tüm milletvekillerinin sağduyuyla hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin, milletimizin geleceği oylanacak. Milletvekilleri de oylarıyla tarihteki yerini belirleyecek” dedi.

HALKIN DOĞRU BİLGİYE ERİŞİMİ ENGELLENİYOR

    Yapılan araştırmalarda halkın büyük çoğunluğunun Anayasa değişikliklerinin içeriğinden haberi olmadığının görüldüğünü kaydeden Budak, 2010 Anayasa değişikliğinde olduğu gibi yine düzenlemelerin arasına, asıl konuyu gizlemek için “18 yaş” ve “yargının tarafsızlığı” gibi düzenlemelerin eklendiğini belirtti. Budak, “Önümüzde bir torba anayasa değişikliği var. Bir madde diktatörlük, başka bir madde yargının tarafsızlığı. Ve halktan aynı şekilde bu ikisin oylaması istenecek. Ayrıca TBMM görüşmeleri halktan kaçırılıyor. Havuzdan beslenen yandaş medya düzeninden halkın doğru bilgilenmesi nasıl mümkün olacak? İktidar gücüyle halkın doğru bilgilendirilmesi engellenirken, referandum sürecinde de devletin tüm olanakları ile bir kampanyanın yürütüleceği ortadayken, halk karar versin demek, sorumluluktan kaçmaktır. Eğer ortada bir yanlış varsa, ki var, yanlışa yanlış deme sorumluluğu öncelikle milletvekillerinindir.”